"Padişahın müslüman tebaasının başkentte dersini anlatabileceği hiç kimsesi yoktur. Buna karşılık hıristiyanlar imparatorluğun her tarafına yayılmış bütün yabancı konsolosluklara ajanslıklara kimi de istanbul'daki elçiliklere başvurup haklarını arayabiliyorlar. Hıristiyanların dertleri can kulağı ile dinleniyor. Üstelik hiçbir şikayetleri olmadığı zaman da onlar adına hayalî şikayetler uyduruluyor.
Bunun kahredici sonucu olarak da bütün malî baskılarla yerel ve kişisel baskılar Müslümanlara yapılıyor Hıristiyanlara değil. Çünkü müslümanın feryadına kulak asan yok. Hıristiyanın ise bin tane sözcüsü ve avukatı var.