Nasıl rahat uyumuşum.
Çatıda uçuşan güvercinlerin kanat seslerine uyandım.
Temiz bir yatakta yeni bir güne uyanabilmek ne kadar güzel bir duygudur ki insan kendini şöyle bir an için zengin bile hissedebiliyor.
Tez duyurulsun: "Temiz ve sıcak yataklarında uyuyup uyananlar hâlâ şükretmiyorsa göt verenler listesinin en başındaki yerlerini alacaklardır!"
Çatıyı zapt eyleyen güvercinlerin kanat sesleri beni çok uzaklara geçmişte işlediğim yarı faili meçhul cinayetlerime kadar götürdü.
Çok iyi hatırlıyorum!
İlk cinayetimi on iki yaşında işledim.
Komşu kümesten kaçan beyaz civcivlerden birini yakaladığım gibi bir süre sessizce sevdim. Küçük bedeninin yaydığı sıcaklığı avuçlarımda hissettim. Sonra onu su içme bahanesiyle küçük bir su birikintisine götürdüm.
Kırmızıya dönmemiş hâlâ pembe görünen ibikli kafasını suya daldırıp çıkardım. Susamamış olacaktı ki tek bir damla dahi içmedi. Oysa ben onun su içmesini istiyordum. Tuttum ibiğinden bir daha daldırdım çıkardım. Yine içmedi.
Sarı göz kapakları kapanmıştı. Boğularak öldü akılsız!
Sonraki cinayetimde on dört falandım herhalde. Tam emin değilim...