Hey gidi günler... Zaman ne de çabuk geçti. Yaşamak o günler ne de güzeldi. Diriydik heyecan doluyduk. Ayaklarım yere basmazdı sanki. Seni ilk defa at üzerinde alımlı çalımlı gördüğümde körpe yüreğimde bir fırtına kopmuş yüzümü ateş basmıştı. Göz göze geldiğimizde mıknatısa yakalanmış bir metal parçası gibiydim. Beni çekip bir tüy gibi terkine almıştın. Oltaya takılmış balık gibi titriyordu çırpınıyordu yüreğim. Bu mutlu olayın tek tanığı çoban yıldızıydı. O benim uğurumdu.