Dünyaya gözlerimiz kapanır ve kabir kapısından öteye geçeriz. Kıyamet korkunç bir gürültüyle kopar. Dağlar pamuk gibi saçılır gök yarılır yıldızlar savrulur. Toplanıp dürülen mevcut yer ve göklerin yerine bambaşka bir yer ve gök dirilir.
Tarihin insanları hayvanları cinleri ve şeytanları dirildikleri topraktan kalkıp hep birlikte büyük hesaplaşma meydanına sürülür. Cennet ve Cehennem yaklaşır. Amel defterleri iner yüce mahkeme kurulur. Haklar alınıp verilir geriye kalan ameller tartılır. Sevap fazlalığının Cennete günah fazlalığının Cehenneme taşıyacağı en büyük ayrılık başlar.
Nihayet Sırat Köprüsünden geçebilenleri karşılayan maddesi mücevher Cennet! Yerler ve gökler enginliğindeki taşı toprağı canlı müziği muhteşem kokusu harika yiyecek ve içecekleri hayaller ötesi Cennet! Hesaplaşmalarını bitirip kapısına kavuşan sevdiklerini esenlik iklimiyle sarıp sarmalayan Cennet!
Nasibiniz olmuşsa orada artık sultan sizsiniz. Yüce Yaradan "ol" emrini dileğinize vermiştir. Dilersiniz dağlar vadiler derhal değişir; dilersiniz muhteşem bedenlere bürünürsünüz. Dilerseniz hayal hızıyla bir yıldızdaki cennetinizden öbür yıldızdaki cennetinize uçarsınız. Gâh gözünüz bütün galaksiyi görür; gâh bir zerrenin içinde gezinirsiniz.