Âlemler Rabbinin Ezelî Kelâmı olarak Kur'ân müşriklerin 'Muhammed'in sözüdür' demelerine karşılık defaatle onlara meydan okuyarak eğer öyleyse bir benzerini ortaya koymaya çağırır.
Hayır bırakın tek bir beşeri; âyetin meydan okuduğu üzere bütün ins ve cin toplansa bile Kur'ân'ın bir mislini ve benzerini getirmeye muktedir olamamış; söz ile bu meydan okumaya cevap verme gibi bir yoldan asla gidemedikleri için Kur'ân'a karşı kılıçlara başvurmaya mecbur kalmışlardır.
Bütün insanların ve cinlerin bir benzerini getirmekten aciz kaldıkları mucize kitap Kelamullah olarak Kur'ân'ın i'cazının en manidar göstergelerinden biri ise 'tenâsüp'tür. Kur'ân'daki bu tenâsüp yani bütünlük ve uyum o kadar muazzamdır ki tefsir disiplinleri içerisinde 'ilm-i münasebet' adı verilen bir ilim dalı sırf bu bütünlüğe ve uyuma adanmış haldedir.
Ve asırlar boyu nice âlim nice eseriyle Kur'ân'daki bu bütünlük ve uyumu birçok yönüyle ele almışlardır. Sûrelerin birbiri arasında sûrelerin kendi içinde her bir âyetin cümleleri kelimeleri ve hatta harfleri arasında bu 'tenâsüb'ü ortaya koyan nice eser vardır. Dahası sadece mânâ yönüyle değil ses yönüyle de bir bütünlüğü vardır sûrelerin ve âyetlerin.
Elinizdeki kitap işte bu gerçeği merkezine alıyor ve 'ilm-i münasebet' dahilinde ortaya konulan o büyük birikimi harmanlayarak Kur'ân'daki 'bütünlük mucizesi'ni bütün yönleriyle önümüze koyuyor...