Hallac-ı Mansûr tasavvuf tarihinde üzerinde en çok söz söylenen yorum yapılanların başında gelir. Gerek yaşadığı dönemde; gerekse daha sonraki dönemlerde düşüncesi inancı ve yaşam tarzı üzerinde olumlu ve olumsuz eleştirilerin yapıldığı nadir şahsiyetlerdendir. Hallâc'ın bağlı olduğu dönemin Bağdat tasavvuf okulu sırların gizli tutulmasını ve bildiklerini söylememek üzerine kurulmuştu. Hallaç bu okulun donuk prensiplerine uymamış bir aksiyoner olarak düşüncelerini her ortamda söylemekten çekinmemiştir. Düşüncesi için darağacını göze almış ve hiç bir zorluktan ve kuvvetten çekinmeden yılmadan doğru bildiği düşüncesini ölümüne açıklayıp savunmuştur. Yapılan yanlışlan idarecilerin yüzüne vuran nüfuzlu siyasilerin hatalarını çekinmeden söyleyen doğrular karşısında engel tanımayan Hallacın idamında onun "Ene'l-Hak" söylemi değil siyasî etken büyük rol oynamıştır. Hallâc-ı Mansur. İslam tasavvuf felsefesini o bilinen durağan yapısını temelinden sarsan ona yeni aktivite yeni biçimler yeni görevler yeni işlevler yükleyen bir dehadır. Mansûr gibi dönme Hakkın yolunda Gerçeği söyle haykır korkma ölümde.