Türkiye her alanda büyük bir dönüşümün yaşandığı tarihsel bir zaman diliminde yer almaktadır. Bu zaman diliminin önemi iddia olmanın ötesinde bir gerçeklik haline gelen milli ve üniter ulus-devletin "demokratik açılım" adı altında tasfiye edildiği bir süreci de kapsamasıdır. Bu süreç ise muhafazakar-İslamcı bir iktidar eliyle yürütülmektedir. Bu yapının bünyesini ise cemaatler ve tarikatlar koalisyonu oluşturmaktadır. İslamcı Ali Bulaç'dan Türk milliyetçisi Prof. Dr. Ümit Özdağ'a kadar farklı kulvardaki aydınların da tespit ettikleri bu koalisyon siyasal alanda toplumu bir blokta birleştiren İslam görüntülü ideolojik yapının bir yansımasıdır. Türkiye'de toplumsal ve siyasi grupların İslam'la ilişkilerini anlamadan bu koalisyonun anlamını ve siyasal iktidar için önemini anlayamayız. iktidarın hegemonyasının bir diğer veçhesini de liberal ve sosyalist aydınların hükümete verdikleri sınırsız destek yer almaktadır. Bu İslamcı-muhafazakar bir iktidara verilen liberal ve sosyalist desteğin arka planında bu söz konusu iktidar bileşenlerinin Türk kimliği ve ulus-devletle ilişkilerini "karşıtlık/öteki" temelinde kurmuş olmaları yer almaktadır.