Bir ışıktı beni kandıran. Söneceğini düşünememiştim. Ardından karanlıkta kalıp önüme gelen onca tesadüfe çarpışımı. Yüzlerini seçemediğim bana ta en başından Levh-i Mahfuz'da hediye edilen insanların. O kadar karanlık mı bilemiyorum benim bahçem. Kimseye zararı olmayan nazik bir gelincik niye kaçtı ki papatyadan. Beni boyayıp kırmızılarına kimi kimin kucağına yakıştırdı. Çiğ kokulu azıcık öksüzümü... Şimdi anlatabildiğim şunu mu? Resimlerin duruşu güzeldi yakışmıştı yayılan renkleri. Aralarına giremeden oyalanıyordum. Yok yok bizim bildiğimiz kopya alınabilecek resimler değil. Arkalarına geçmiş izleri...