Ben Deniz Akın; Fiyasko Birlik Başkanı yirmi beş yaşında babasının kızı annesinin kız kurusu ekonominin niteliksiz iş gücüyüm. Klasik bir dünyalı yurdum insanı fazlaca dağınık ve meteliğe kurşun değil ancak palavra sıkan beş parasız biriyim.
Tuna Üstüner ise 'Enler' listesinin zirvesinde bir yakışıklı holdinglerin genç veliahdı titiz ve disiplinli tam bir Kurumsal Kasıntı.
Ben bir enkazsam o bir saray ben bir köleysem o bir kral ben bir esintiysem o bir tufan.
Ve o benim hem felaketimin hem de kurtuluşumun adı.
Bizim hikâyemiz nefretle başlayıp şiddetle devam ederek aşkla yol aldı. Beni şirketinden kovması hiçbir şey ifade etmiyordu çünkü kanunlar bizi birbirimize mecbur bırakmıştı. Tuna her gün beni görecek ve ben her gün onun aşkıyla savaşacaktım. Bu aşk çıkmazının ortasında onu mahvetmek için tutulan bir ajan olduğumu ise çoktan unutmuştum.
Hem de onunla evlenecek kadar!