"Kadın Ne çok şey unuttun dedi.
Adam O kadar çok şey ansıyorum ki dedi. Onlar da senin unuttukların.
Uzun bir susuştan birkaç yudum şarap içildikten sonra kadın
Üşüyorum dedi.
Erkek kulağı çakıllara çarpan küçük kırılgan dalgalarda duymadı üşüyorum sözcüğünü.
Gene de (sözcüklerin garip rastlantısı!) Ben de dedi."
İşte Deniz Maria'da Ferit Edgü'nün hem 1950'lerde oluşan öykü anlayışını sürdüren örnekler hem de kısa çok kısa tüm fazlalıklarından arındırılmış ayıklanmış "dil"in içindeki cevhere varmaya çalışan minimal öyküler yer alıyor.