Rose Hagenheim Kalesi'nde şifacının çırağı olarak çalışmaya başlar bu köylü bir aileden olan Rose için olağanüstü bir fırsattır. Kan görmek onu son derece rahatsız etse de mutlaka bunu başarmalıydı. Aslınsa onun gibi güzel zeki ve alımlı bir kız için o kadar da zor olmamalıydı.
Bir gün usta şifacı uzakta olduğunda gelecekte Dük olacak kişi Lord Hamlin yaralı bir halde kaleye getirilir ve onunla ilgilenmesi gereken kişi de Rose'dur. Rose şifacı olarak ona odaklanmak zorundaydı ve yarayla ilgilenirken daha önce hiç hissetmediği bir duygu sarmalı içine kapılmıştı. Lord Hamlinin de aynı şekilde hissedip hissetmediğini merak etmeye başladığında yaşamının da enteresan bir hal alacağının farkında değildi. O gün kaderinin baştan yazılacağını nerden bilebilirdi ki? Gizemli bir kadınla ilişkisi olan Lord Hamlin içinde artık gelecek çok karmaşık bir hal alacaktı. Melanie Dickerson harika bir kurgu ve romantizm yaşatıyor bu kitapta bizlere. Hagenheim Kalesi'nin güzelliği gerçekçi bir ortaçağ dünyası çiziyor.
Ortaçağ hikayeler masallar ve romantizm seviyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız.