İbn Rüşd eserlerinde geliştirdiği yöntemi özgün düşünce stili farklı yaklaşım tarzıyla klasik İslâm düşüncesinin son ve en büyük temsilcisi olduğu gibi; Aristo'dan sonra gelen Helenistik dönemin ve Ortaçağ bilim ve düşüncesinin de en önde gelen simalarından birisiydi.
Onun fikirleri Doğu İslam dünyasından çok Batı Hıristiyan dünyasında yankı bulmuş ve Avrupa'da Rönesans'ın Modern düşüncenin ve Aydınlanma'nın hazırlayıcı figürlerinden birisi olmuştur. Bu nedenle olmalıdır ki onun eserlerinin büyük bölümü Latince ve İbraniceye çevrildiği gibi Rönesans döneminde ve sonrasında başta ünlü ressam Rafaello olmak üzere 15 ayrı sanatçı onun portresini çizmeye çalışmıştır.
On Dokuzuncu yüz yılın ortalarında ünlü Oryantalist Renan'ın İbn Rüşd ve İbn Rüşdçülük üzerine yaptığı Doktora teziyle yeniden gündeme gelen İbn Rüşd düşüncesi İslam dünya-sındaki ıslahat çabalarının da itici gücü olmuştur. Renan İbn Rüşd'ü "felsefi Helenizm'in saf ışıklarıyla Avrupa'yı aydınlatan ilk ve tek Müslüman düşünür olarak tanıtıyordu.
Ortaçağ felsefesinin büyük üstadı Etienne Gilson ise "İbn Sînâ ve İbn Rüşd'ü hesaba katmadan bir Hıristiyan ilâhiyatı tarihinin dahi yazılamayacağını" bildirmekte idi. Ortaçağ felsefe-sinin günümüzdeki en önemli temsilcilerinden Alain de Libera ise İbn Rüşd'ü "Avrupa'nın manevî babası" olarak takdim etmektedir.
Ünlü İngiliz bilim tarihçisi Charles Butterworth İbn Rüşd'ü "Aydınlanma'nın müjdecisi" saydığı gibi Amerikalı bilim adamı Paul Kurtz da onun "modern bilimsel gelişmenin öncüsü olduğunu" bildirir.
Remi Brague ise İbn Rüşd'ün Aristo'nun Metafizik kitabına yazdığı Büyük Şerh'in (Tefsir) yalnızca bir tek Arapça nüshası bulunduğunu buna karşılık İbranice tercümesinden 15 nüshanın Latince tercümesinden ise daha çok nüshasının günümüze ulaştığını bildirerek "İbn Rüşd'ün fikirlerinin Yahudi ve Hıristiyanlar arasında müstesna bir mevkiye sahip bulunduğunu" belirtir.