"Güney Çeğin ve İbrahim Şirin'in derlediği Türkiye'de Siyasal Şiddetin Boyutları'nda (...) ancak başka sahaların tuttuğu ışıkla aydınlanabilen 'şiddet' aynı zamanda tarihsel formasyonların oluşumundan etnik sorunların zaman içinde birbirlerini izleyen konfigürasyonlar dahilinde yeniden tanımlanmasına cinsiyet ilişkilerinin toplumsal üretim ve kontrol mekanizmaları yoluyla belirlenmesinden devletin istisnai anlardaki kriz mühendisliğine kadar birçok soruna yeni bir bakış açısıyla bakmayı mümkün kılmaktadır."
Hamit Bozarslan Sunuş
Türkiye'de siyasal şiddet imparatorluk bakiyesi sorunlarla ulusdevletin ortaya çıkış döneminin sorunlarını bünyesinde hemhal ederek yerleşikleşmiş bir sorundur. Bu nedenle militarizmden etnik ve mezhepsel çatışmaya iktisadi müdahale ve zor ilişkilerinden cinsiyet ilişkilerine kadar geniş bir alana yayılır. Türkiye'de Siyasal Şiddetin Boyutları yukarıdaki cephe genişliğini de
gözeterek Osmanlı'dan Cumhuriyet'e devreden ve halen sürmekte olan çeşitli siyasal şiddet örneklerini toplumsal tarihimizin analizi için devreye sokuyor: İttihat ve Terakki'den Cumhuriyet'e ordunun özerk rolü ve şiddet üretme kapasitesi 1915 Kürtler Demokrat Parti siyasal hareketlerin -sağın solun ve İslâmcılığın- şiddetle ilişkisi kapitalizmde zorun rolü örneği olarak 12 Eylül bir özel şiddet hali olarak "doksanlar" akademi sahasında tecessüm eden simgesel şiddetin tarihi ve ataerkil zihniyet şiddeti...
Türkiye'de Siyasal Şiddetin Boyutları "şiddet"le analiz edildiğinde sorunlarımızın ne kadar çarpıcı olduğunu gözler önüne seriyor.