Anayasa ve temel haklara ilişkin uluslararası belgelerle teminat altına alınan adil yargılanma hakkının ayrılmaz parçası olarak kabul edilen makul sürede yargılama hakkı günden güne büyüyen ağır iş yükünün baskısı altında adeta ezilmektedir.
Türkiye'de Hukuk ve ceza alanında her yıl 6 milyon dosya mahkemelere gelmektedir. İcra dairelerine gelen dosya sayısı ise 6 5 milyon civarındadır. Ağır iş yükü sadece ülkemiz için değil dünya genelinde de pek çok ülkenin yargı sistemi için güncel sorun haline gelmiştir. Hatta AİHM'in bizzat kendisi de ağır iş yükünden dolayı adil yargılanma hakkını kendisi ihlal etmeye başlamış sorunu çözmek için 3 kurultay düzenlemiştir.
Bu güncel sorunun çözümü adalete erişimin güçlendirilmesi yargı sistemlerinin etkin hale getirilmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Bu kadar iş yükü altında ceza yargılamasında da ister istemez hatalar olması kaçınılmazdır. Ceza yargılamasında adli hata sanık lehine de olabilir sanık aleyhine de olabilir. Ancak; en büyük adli hata beraat etmesi gereken sanığın mahkumiyetine karar verilmesidir.
Bu çalışmada neden beraat kararı verilmeli sorusu ışığında ceza yargılamasında beraat kararı verilmesi hususu inceleme konusu yapılmıştır.
Birinci bölümde ceza yargılamasında hüküm; ikinci bölümde ceza yargılamasında beraat kararı; üçüncü bölümde ceza yargılamasında hükmün açıklanması ve bildirilmesi; dördüncü bölümde kesin hüküm; beşinci bölümde beraat kararı ile ilgili ceza genel ve ceza usul uygulamaları ve altıncı bölümde beraat kararı ile ilgili yargıtay ceza dairelerinin suçlar için öngördüğü ölçütler inceleme konusu yapılmıştır.