İki farklı diktatörlüğü iliklerine kadar yaşamış diktatörlüğün yol açtığı acıların dostlarını ve sevdiklerini tüketişini çaresizlik içinde izlemiş olan İran asıllı Amerikalı psikoloji profesörü Fathali M. Moghaddam baskıcı rejimlere ilişkin deneyimlerini Diktatörlüğün Psikolojisi'nde okurla paylaşıyor.
Toplumları diktatörlük ve demokrasi arasında hiç durmadan gidip gelen bir sarkaca benzeten yazar şartların gidişine göre diktatörlüğün de demokrasinin de her an değişebilir olduklarına dikkat çekiyor! Moghaddam'a göre diktatörün balyozuyla ezilen bir toplum demokrasiye kayabilir ya da tam tersi demokratik bir toplum her an diktatörlük ağına da düşebilir. Diktatörlük bazen bir darbeyle gelir bazen de demokratik seçim sandığından toplumsal barış vaatleriyle çıkar ve adeta bir kanser gibi toplumu sinsice pençesine alır.
Peki insan neden diktatör olmaya heveslenir? Elitler olarak adlandırılan çıkar grupları neden bir diktatörün çevresinde toplanır ve kendi yurttaşlarına umursamadan acı çektirilmesine göz yumarlar? Diktatörlüğün psikolojik temellerinde hangi ruh hali yatmaktadır? En önemlisi diktatörlükler nasıl devrilir ve diktatörlük çöktükten sonra ne olması beklenir?
Psikolog Prof. Dr. Özcan Köknel'in (Şiddet Dili) dediği gibi: "Bu kitap küresel değişimlerin yaşandığı çağımızda demokrasi adına kaygı duyan herkesin mutlaka okunması gerekenler listesinde olması gereken bir kitap."
İyi ve hür okumalar dileklerimizle...