"Modern etik birbirine eklemlenmiş iki kutsallık etrafında örgütlenir: tekil-öznenin otantiklik referanslı öznelliğini temel alan 'otantik etik' ile evrensel nitelikleriyle onu kendi türündekilere bağlayan 'insan hakları etiği'. Birey özgür seçimleri ile kendini toplumun diğer üyelerinden ayırarak soyutluğunu korurken diğerleri ile birlikte yarattıkları aynı dünyayı paylaşarak somutluğunu doğrular. Ancak bu eklemlenme-örtüşme bir gerilim yaratır ve modern birey bu gerilimin ortasında yer alır."
Dünyanın "büyüsü" bozulunca dinselliğe ne oldu? Modern milliyetçilik ve "halk" fikri içinde dinsel düşünce varlığını nasıl sürdürüyor? İnsan hakları nosyonu dinsel düşüncenin kutsallık imzasını nasıl taşıyor? "Kendi olma" idealinin kurban vermeyle ilişkisi nedir?
Saime Tuğrul günümüzün temel toplumsal sorunlarını tarihsel bir perspektifle ele alıyor: Egemenliğin yeni biçimlerinin tarih içinde
izlerini sürerek "çıplak hayatlar"ın ortaya çıkış mekanizmalarını gösteriyor.
Zengin bir literatür güçlü bir analiz...