Araştırmacı-yazar Berk Yüksel son kitabında farklı konu başlıkları altında yolundaki durakları paylaşıyor. Yazar "böyle gelmiş böyle gider"cileri sarsmaktan büyük keyif alır. Yol göstermez insanların yoluna göz dikmez sadece yol alır. Kolaya kaçıp başkalarını yontmanın gereksiz çabası ile zamanını öldürmeyip kendine odaklanmaya çalışır. Jung'un deyimiyle yüzyılımızda ruhunu kaybeden insanın bütünlenme çabasının paylaşımıdır bu çalışma. Kadim gelenek tünelinden süzülen tüm öğretilerin inançların ezoterik-inisiyatik disiplinlerin "Bir"in farklı yansımaları olduğunun paylaşımıdır. Bu akıntıya kürek çekmekten korkmayanın yolculuğudur. Seni diğerlerinden farksız kılmaya bütün gücüyle çalışan bir dünyada kendin olarak kalabilmek dünyanın en zor savaşını vermek demektir. En güzel konuşan ya da en güzel yazan değil en güzel yaşayan kahramandır.
En kutsal yol kişinin kendi arayışı için çıktığı yoldur... İnsanoğlu kendi ürettiği değerlerle diğerini dışlar sürekli her şeye sahip olmak ister. Benim olsun olamıyorsa hiç değilse o da "benim gibi" olsun ister. Dünyayı versen "daha fazlası" der. Oysaki hiçbir şeye ihtiyacı olmayan insan yenilmezdir. Hep ideali konuşur ama ne yazık ki her daim vasatı yaşar. Makro kozmosu kendinde kucaklayan bir mikro kozmostur "Gerçek İnsan". Bir özgün ve özel "Anka" olabilmek netice ile ilgili değil ama bizzat bir görevin parçası olmakla ilgilidir. Yaşam yaşayabilene sürekli inisiyasyondur farkındalık sürecidir ve sürekli kendinden yeniden doğumdur. Durmaksızın inilen ve çıkılan sarmal merdivenler kendini keşfetmeye vesiledir. Hayatta iyiler "ben daha iyiyim" diye birbirini yerken vasat hep kazanır. Dendiği gibi: "Yanmayı göze alamayan da Hz. İbrahim olamaz..."
Sözün özü şudur: -Ben bu dünyaya herkesin istediği gibi biri olmak için gelmedim!
Gerisi lâfügüzaftır...