Büyük düşünür İbn Sînâ (ö. 428/1037) ikna sanatı olan retoriğin Aristoteles'ten (m. ö. 384-322) sonra sönmeye yüz tutmuş serüvenini canlandıran en önemli müelliflerden biridir. Meşşâî gelenek içerisinde Fârâbî'nin izinde Kitâbu'ş-Şifâ adlı eserinin bir bölümünü ve bir başka eserinin önemli bir bölümünü bu konuya ayıran ünlü filozof-hekim klasik retoriğin elimizdeki ilk ve en büyük eserlerinden birini miras bırakmıştır.Özellikle İbn Sînâ'nın metinlerinden yola çıkılarak kaleme alınan bu çalışmada yeri geldiğinde Fârâbî'nin Aristoteles'in ve Eflâtun'un ilgili eserlerine de başvurulmuştur.
Akla gelebilecek her konuda ikna etmeye yarayan bir sanat olan retoriğin kullandığı yöntemlerden yasalar ve tanıklıklar kıyas içermediği için teknik olmayan yöntemler olarak adlandırılır. Teknik yöntemler ise temelde entimem (retorik kıyas) ve örneklemdir. Bunun yanında hatip muhatap ve hitabetle (etos-patos-logos) alakalı hususlar da iknaya yardımcı olan diğer teknik yöntemlerdendir.Kandırmayı ve manipülasyonu değil de iknayı amaçlayan retorik mantık sanatları arasında sağladığı ayda bakımından topikler safsata ve şiirden önce gelir ve burhanla birlikte değerlendirilir.