Bu kitap bireyin psikospiritüel gelişimi için toplumun kültür dönüşümünde bilinç genişlemesinin rolünü ve önemini irdeler.
İlk bölümde Kilise tarafından rahat verilmeyen bilim tarafından alay edilen simya biliminin holistik dönüşüm öğretilerinin 20.yüzyılda iki İsviçreli bilim adamı tarafından tekrar nasıl canlandırıldığını anlattım. Bu bilim adamları simyasal sembolizmi psişenin nesnel dili olarak tanımlayan C.G. Jung ve LSD'yi keşfiyle Ruh ve Madde arasındaki kopan bağlantıyı geleneksel olarak Felsefe Taşı olarak bilinen bağlantıyı yeniden kuran Albert Hofmann'dır.
İkinci bölümde bilinç genişletici maddelerin 2.Dünya Savaşı'nın doruk noktasında atom bombasının icadıyla eşzamanlı olarak yaşanan sosyokültürel karışıklıkları takiben Batı kültürüne nasıl tanıtıldığını anlattım. Güç gruplarının hâkim gündemlerine karşıt olmaları bakımından "karşıt kültürsel" görülmelerine rağmen gerçekten genişlemiş bir bilincin; insani ekolojik yaratıcı ve spiritüel değerlerle merkezlenmiş bir toplum hayalini ifade etmeye çalıştım.