Sevinç Çokum'un olgunluk çizgisindeki hikâyelerinin toplamı olan Onlardan Kalan fiziksel ve ruhsal değişim içerisindeki İstanbul mekânlarında dolaşıyor. Tren vagonları dükkânlar evler sokaklar bahçeler... 8o'ler ve 90'larda Beşiktaş Etiler Kadıköy Beyoğlu... Doğal diyaloglar ve anlam yüklü imaj dünyalarına sahip hikâyelerde akılda yer eden karakter durumları resmediliyor. Üslubundaki derinleşmeyi yansıtan bu kitapta usta hikâyeci ve romancı Sevinç Çokum duyular ve sezgiler üzerinden dikkatli ve hassas bir edebiyat dili vaat ediyor okuyuculara.
İhtiyar bazen sana içini dökmek isterdi. Dilini anlamazdın çat pat teşekkür etmeyi iyi akşamlar demeyi öğrenmiştin. Anlarmış gibi başını sallardın "Ya ya" derdin. Bu yeterdi ona. Senin için o adam büfenin üzerindeki o cansız heykelciklerden farksızdı. Bu sevimsiz suratsız heykelciklerin ve bibloların tozunu alırken "Bu adam bunca eşyayı ne yapacak?" diye düşünürdün.
İsmail onların pahalı kıymetli şeyler olduğunu söyleyince sen de güzel bulmaya başladın. Hiç konuşmuyorlardı ama. Belki avuçlarında ısındıkça sana Almanca bir şeyler söylüyorlardı sen duymuyordun.
Başım iki yana sallayıp 'Yine tozlanmışsınız yaramazlar..." diyordun.