Birden onu terk eden babası aklına geldi. "İnsanı babası terk ettikten sonra sadece hoşlandığı birinin onu terk etmesi insanı ne kadar incitebilir ki" diye düşündü. Belki de Nathan'ın güven veren kalbinde üstelik büyük bir aşkla yer alması Duru'nun emin ellerde olduğunu gösteriyordu. Babasına onunla oynaması için çok yalvarmıştı. Yalvardığı için mi oynamamıştı babası acaba onunla? Bu yüzden mi en azından ondan hoşlandığını bile söyleyemiyordu Nathan'a... Ya ona âşık olursa! Ya sonra Nathan da onu terk ederse... Hayır hayır! Asla hiç kimseye yalvarmayacaktı bu hayatta.
Erkek çocuğunu güvence olarak gören bir baba;
Dışlanan melankolik bir emo...
Şımartılmış bir kız çocuğu...
Cimri ve aşırı otoriter bir babanın biseksüel oğlu...
Kedere dönüşen hayatların sahibiydi bu çocuklar... Ya sevgiden yoksun büyümüşlerdi ya da ölçüsüz sevgilerin acısını çekiyorlardı. Ruhlarındaki boşlukları doldurmak adına aşırı cinsel arzuları yaşayarak tatmin olurken farklı kimliklere bürünerek arayış içine giriyorlardı. Geçici bir mutluluktu sanki onların yazgısı...
"Sevgisiz" aşırı sevginin ve sevgisizliğin kesiştiği noktada bencillik ve acının nasıl ortaya çıktığını her şeye rağmen aşkın; tutkuyla dansla ve cinsellikle nasıl bütünleştiğini öğrenmek isteyenlerin ilgisini çekecek bir roman.