Birinci dünya savaşı sonunda Arnavutluk ve Türkiye savaş galipleri büyük devletlerin ve Sırp Yunan gibi şoven egemen çevrelerin pazarlıkları ve ilhak planları sonucunda ulus olarak kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyorlardı. Bu planlar 26 Nisan 1915 tarihli ünlü Londra Antlaşması gibi gizli antlaşmalarda belirlenmişti. 1878 yılı berlin kongresinde ve 1913 yılı Londra Büyükelçiler Konferasında şekillenmiş Arnavutluk'a karşı son derece düşmanca siyaseti amaçlayan Londra Antlaşması 7. Maddesiyle Arnavutluk'un tam parçalanmasını 3. Maddesi ile de İtalya'nın Anadolu'da alacağı toprakları da öngörüyordu.