İnsan bilgide zirvedeydi. Ne zaman ki cenneti yitirip kim olduğunu unuttu işte o zaman bilgide geriye düştü. Maddenin boyunduruğuna girdi.
İlahi yönünü kullanmaz oldu. Mutluluğu hep dışarılarda aradı ama hiç dönüp kendi içine bakmadı. Mucizeleri fark etmedi. Yaşamı ve yaşamdaki her şeyi tesadüflere bağladı.
Ama hayatta tesadüf diye bir şey hiç olmamıştı ki...
Yaşama bakıyor fakat görmüyoruz duyuyor fakat dinlemiyoruz yiyor fakat tat almıyoruz seviyoruz fakat kimi sevdiğimizi hiç bilmiyoruz.
Belirsiz yarınlara odaklanırken elimizdeki tek şeyi şimdi'yi de kaybediyoruz.
Hayatta tesadüfler yok. Bu satırlar sizin için yazıldı. Kim olduğunuzu yeniden hatırlamanız maddenin boyunduruğundan kurtulup özgürleşmeniz mutluluğu içinizde bulmanız ve mucizeye tanık olmanız için yaşam kelimelere büründü ve önünüzde bir yol olarak belirdi. Bu yol size unuttuklarınızı hatırlayarak bilgide zirveye taşıyacak olan yol; bu yol damlaları okyanusa götüren yol; bu yol parçaları bütünde birleştiren yol...
Bu yol Bir'den gelen ve Bir'e dönen yol.
Yola çıkmaya cesareti olmayan yolun sonundaki o muhteşem güzelliği hiç göremeyecek. Sizi bakmaktan görmeye duymaktan dinlemeye inanmaktan bilmeye götürecek o yola bilgi yoluna çıkmaya var mısınız?