İzmir 1908. İki yüz yıldır kentin iliklerine işlemiş mutlu hayat görünmez bir tehdit altında.
Sokaklardaki kalabalık her zamanki günlük işlerinin peşinde koşuşturuyor gözükse de yaklaşan tehlike seziliyor İzmir'in uykuları tatsız kâbuslarla bölünüyor.
Dido ve Nikos bir gün tam da bu değişim rüzgârları altındaki şehrin davetsiz misafiri oldu. İzmir onlara onlar İzmir'e karıştı. Kaderleri sanki Kordon'un siyah beyaz dalgalı kaldırımlarında yazılmıştı.
Bazen siyah bazen beyaz. Ama hep ilerleyen...
Şehrin onlara hazırladığı gelecek tarihin ve insanlığın hafsalasına sığmayacak sürprizlerle doluydu.
Dido ve Nikos yaşamı ve aşkı gittikleri her yere yanlarında götürdüler. Aslında olmamaları gereken yerleri daima evleri kıldılar. İzmir'den öğrendiler ki ...aşk sadece başlangıçtı.