Konya "Kök Şehir"; Konya "Köken Şehir"...
Konya bin yıldır "Kutsal Belde" "Aziz Şehir" "Belde-i Emin" olarak bilinir... Konya "Belde-i Muhayyeredir". Hazreti Muhammed Mustafa'ya "Hicret" için izin verilen üç beldeden biridir.
Konya Selçuklular'ın Payitahtı; Osmanlı İmparatorluğu'nun ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kültürel kökenidir. Anadolu'da İlk Türk Devletini kuran Selçuklular'ın Kınık Boyunun adı ile Osmanlı İmparatorluğunu kuran Kayı Boyunun adını taşıyan köylerin biri Konya'nın sağında biri solundadır.
Konya son bin yılın maddi ve manevi kültür birikimini halk kültürü zenginliklerini hala koruyarak zenginleştirerek çoğalarak yaşayan şehirdir. Bin yıllık bir tarihin yapıcısı olan bu şehrin ve insanlarının kültür birikimi de elbette muhteşem olacaktır. Bu durumu Gazi Mustafa Kemal Atatürk 20/21 Mart 1923'de Konya ziyaretinde "Türk Ocağı" hatıra defterine şöyle yazarak dile getirmiştir: "Konya muhtelif Türk Devletleri yaşamış öz Türk vatanıdır. Konya asırlardan beri tüten büyük bir nurun ocağıdır; Türk asrının (kültürünün) esaslı menbağlarından (kaynaklarından) biridir."
Bin yıllık muhteşem bir kültür sürecini yaşayan Konya'nın binbir zenginliği binbir güzelliği vardır. Konya'nın tarihsel zenginliği de derin anlamlı bir zenginliktir. Her Kadim Başkent'in ruhu olur hafızası olur rengi olur kokusu olur tadı olur.
Seyit Küçükbezirci elli yıldır beş yüzü aşkın yazıyla Konya'yı kaleme alır. Derin değerlerini maddi manevi zenginliklerini bir bir ortaya çıkarmaya çalışır; herkesle de okurlarıyla da paylaşır.
"Memleket Şehir Kitapları" olarak sunduğumuz 90 yazıdan oluşan "GÜNDÜZ HAYALİMDE GECE DÜŞÜMDE" adlı bu çalışma Konya üstüne edebi tadda bir nehir anlatıdır.