Siren sesleri ve marşlar arasında yürüyoruz. Öfkeliyiz çünkü kurtarılacak bir dünya var önümüzde. Uçmasını bilmeyen kılavuzsuz kendini duvarlara vuran yavru kuşlar gibi kokuların ve renklerin peşinde yürüyoruz. Kepenkler indirilmiş herkeste bir korku. Öfkeli gölgem sıcak asfalta düşmüş. Saat kulesinde siyah gözlüklü kuşkulu insanlar. Üstümüz başımız nar lekeli. Cebimizde parti broşürleri. Parkta sızıp kalmış adam haindir pencereyi sulayan o kadın köşedeki gazeteci. Bizden biri değilse üstümüze bir kelebek niye konar niye yağar yağmurlar?
Peki sen neredesin orda? İşte görüyorum. Kalabalıkların ortasında yürüyorsun. Masmavi gözlerinde çocukların bayrakları yansıyor. Öfkeli ve kızgınsın. Hayret seni hiç gülerken hatırlamıyorum. Hep öfkeli ve üzgün. Bu bizim resmimiz. Kim daha öfkeliyse o kadar saygın. Kurtarılacak bir dünyanın içine düşmüş yaralı çocuklar yürüyoruz.