Toplumda maddeye verilen önem şana şöhrete mala mülke duyulan bağımlılık her gün biraz daha artıyor. Sahip olma ve sahip olduklarını koruma arzusu insanları hasisleştiriyor; verme sevme paylaşma duygusundan uzaklaştırıyor. İnsanlar her verdiklerinden; sevgilerinden saygılarından şefkatlerinden merhametlerinden karşılık bekler duruma geliyorlar...
Oysaki insanın insan olabilmesi için kendi özüne dönebilmesi insanî niteliklerini geliştirmesi sevgide şefkat ve merhamette su gibi esirgemez olması gerekir.
Çok varlıklı şanlı şöhretli insanlar tanırım acılar içinde kıvranırlar. Alarak mutlu olana hiç rastlamadım. Hele sevgiyi yalnızca dilde dolaştırıp hizmete dönüştürmeyenlerin mutsuzluktan öte inandırıcılıktan da uzak itibarsız yaşadıklarını gördüm.
Maddi manevi daha çok kazanmanın ve berekete kavuşmanın mutlu itibarlı coşkulu ve sevinçli yaşamanın tek yolu koşulsuz sevmek karşılıksız vermektir.
Bir Türk atasözü "Gönlün sevgisi elin vergisidir" der. Gönüllülük akılla gönlü sevgiyle eli birleştirmek şefkati merhameti elin ve gönlün sıcaklığını en yakınlarımızdan
başlayarak başka insanlara ulaştırmaktır.