O hep sessizce ilerledi ama sağlam ilerledi; çizgisinden ciddiyetinden ödün vermedi...
Hiçbir zaman yalpalamadı; yalpalayanlara karşı dik durdu. Milletvekilli maaşını Mehmetçik Vakfı'na bağışladı. Üniversiteden olan emekli aylığını Kız Yetiştirme Yurdu'na bağışladı. İnsanların yardımına koştu; şahsi çıkarlarını kenara atıp vatan menfaatini hep korudu.
Ermeni araştırmaları için hükümetin vermediği 400 bin TL üzerindeki parayı Türk Tarih Kurumu'na bağışladı. Sayısını belki de kendisini bile unuttuğu birçok öğrenciye burs verdi.
Kişisel seyahatlerinde devletin arabasını kullanmadı; kendisine ait eski model arabasına bindi. Üzgün akşamlarda Ferdi Tayfur dinledi; eski model arabasıyla çarşıya çıkıp halkla sohbet etti. Gençlik aşkının acısını yüreğine gömdü; gözyaşlarını kalbinde sakladı. Sert yüz hatlarının ardındaki sevgi ve merhametini gariplerden mazlumlardan esirgemedi.
Varlıklı bir aileden gelmesine rağmen hiçbir zaman zenginliğin rehavetine kapılmadı; bilakis ülkesi için daha çok çalıştı.
Seçimden önce kendisinden bağış isteyen camiye "oy için" olmasın diye bağışı vermeyip seçimden sonra o bölgede istediği oyu alamamasına rağmen kendi kişisel hesabından 100 bin lira bağış yaptı.
Vatan için millet için ülkü için Türklük için en önde giden bir nefer oldu.
O'nun reklama ihtiyacı yok; en büyük referansı kendisi... O Devlet Bahçeli... Adı gibi bir "devlet" bu millet için bir "nimet" Devlet Bahçeli...