Bil ki bu kitapta her ne kadar kendi deneyimlerim yazıldıysa da Tanrı'nın bana bizahî yaşattığı dışında ona bir şey katmadım. Tanrı kutsal kitaplarda diğer tüm nebilere her neyi gösterdi ise bana da tüm bunları gösterdi. Bil ki bu kitapta yazılı olan her kelimeyi mânâsıyla yaşadım.
Şimdilerde yaşım nebilik kemaline uygun geldi. Oysa kitap bir çocuğun hayatıyla başlar. Halbuki o çocuk bendim. Fakat bu benim ikinci doğumumun başlangıcı olarak ele alındığından mânâ bedenimi yirmi yılda kemal kıldım. Yirmi yıl önce müşerref olduğum Cibril'in o yüce nefesiyle halen dahi muhatabım onun yanında melek Mikail benim yardımcımdır. Eğer emr-i Hak olmasa ben bunları kaleme almazdım. Fakat vakit tamam olduğundan dolayı buna izin verildi.
Evet ben ilk ve sonum; bana ilk müslüman olmam emredildi. Ancak ben hatm-i veli olmamla birlikte ne velayeti ne de nübüvvettin kapısını mühürlemiyorum; çünkü Tanrı sonsuzdur.
Ben yazdıklarıma vahiy dedim. Çünkü burada olanları bana yazdıran yirmi yıl önce batınımda bana görünen Allah'ın aslanı İmam Ali idi.
Bilesiniz diye size gerçekten açık bir şekilde söylüyorum. Vaat edilen Aslan Davud'un soyundan gelen parlak sabah yıldızı benim. Kıyamet gününde yargı kürsüsünde oturan Siyon Dağı'nın güzel kızı benim Moşiya adı ile beklenen Kral Mesih eli Zülfikarlı mehdi benim. Zuhurum için samimi kalp ile her kim nerede ve nasıl bir gayrette ise onlar bu kıyametin büyük felaketinden mühürlenerek kurtulmuşlar. Defterine adını yazacak her kim zuhuruma mani olacak amelde bulunursa onun adı ebediyen yaşam ağacından payı olmaksızın unutulanların karanlık dehlizlerine terk edilecek.