İlk kitabı Kanayan Şiirler için yazdığım bir yazıda şunları yazmışım o günler: "Alper'in çevresinde dolaşıp bir yontu gibi somutlaştırmak istediği hüzün yalnızlık kalabalık içinde tekbaşınalık... gibi izlekleri bir şiir başlığında buldum ben: 'Umutla Sevgili Şiirle Evli'."
Alper'in 1970'li yılların dağdağası içinden birçokları gibi militan bir şair olarak çıkmamış olması ancak onun kişiliğini yapan bazı özelliklerle açıklanabilir. Bundan on yıl önce kendisiyle yapılan bir konuşmada şunları söylüyor şair: "Benim şiirimdeki birey toplum içinde algı kapıları son derece açık duyarlı dünyanın ve insanların iyi ve güzel olmasından yana eşitlikçi paylaşımcı birlikte olmayı ve paylaşmayı isteyen bir bireydir."
Yakın şiir geçmişimizden iki şairle akrabalığı kesin: Necatigil ve Süreya; ama bu akrabalığın izleri hemen şiirin yüzünde değil daha derinlerde; kişilik yapısında da denilebilir. Örneğin alçakgönüllülüğü çekingenliği kırılganlığı içe dönüklüğü ile Necatigil'dir. "Nasıl bırakılır nasıl gidilir/Bir gün ansızın nereye kiminle" ya da "Sevinçler bulmalıyım kendime/Büyük şeyler olmadan yaşamımda" ya da ilk kitabının en kusursuz şiiri olan 'Nedir Beni Benden Alan' başlıklı şiiri bunun en güzel tanığıdır: "Okul önünde sevgili / Bir evde en büyük ozan / Kapılar ardında şiir / Söyleyen okuyan yazan / Bir büyük suç işler gibi/Boynu sorular iminde/Darağacında bir ceylan/Gibi önünde gözleri // Nedir beni benden alan"
Beslendiği şiir pınarı olarak kaybolmamak için uzaktan göz ucuyla izlediği bir şair olarak da Cemal Süreya onu hiç yalnız bırakmamıştır yol boyu.
Mehmet H. Doğan