Günümüzde devletler güvenlik adalet sağlık eğitim savunma gibi temel görevlerine ek olarak ekonomik ve sosyal görevler de üstlenmişlerdir. Bu görevlerin yerine getirilebilmesi için çok fazla kaynağa ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kaynakların başında vergi gelirleri yer alır. Bilindiği üzere vergi devletin kamu hizmetlerini karşılamak üzere vatandaşların kazançlarından mallarından ve işlemlerinden yasalara göre zorla aldığı paradır. Anayasanın 73. maddesi -Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi resim ve harçlar ve benzeri mali yükümler ancak kanunla konulur- şeklindedir. Verginin kanuna dayanılarak zorla alınması Anayasa hükmü olmasından ve yerine getirilmesi zorunlu vatandaşlık görevi olmasından kaynaklanmaktır. Dolayısıyla kimsenin vergi ödememe ya da eksik ödeme konusunda bir tercihi söz konusu olamaz. Ancak buna rağmen mükelleflerin önemli bir bölümünün vergilerini ödemede yada eksiksiz ödemede çok da istekli olmadıkları görülmektedir.
Bireylerin veya firmaların ödenmesi gereken vergilerini kanunlara aykırı bir şekilde ya hiç ödememeleri ya da eksik ödemeleri vergi kaçakçılığını ifade etmektedir. Bir başka ifadeyle vergi kaçakçılığı vergi ile ilgili yükümlülüklerin vergi kanunlarına aykırı olarak kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi olarak da tanımlanmaktadır.
Ülkemizde yaşanan yaygın vergi kaçakçılığı yeterince vergi toplanamamasına yüksek bütçe açıklarına yüksek vergi oranlarına mükellefler arasında dengesiz rekabet koşullarına ve adaletsiz bir gelir dağılımına yol açmaktadır. Ayrıca vergi kaçakçılığı suçuyla yeterince mücadele edilmemesi toplumda adalet anlayışının yıpranmasına ve halkın sisteme olan güveninin sarsılmasına da neden olmaktadır.