Büyüyünce Milletvekili Olacağım aslında bir temenni. Çoğu kişinin gönlünde yatan "yönetme" arzusunun bir tezahürü.
Türkiye'nin 550 "seçilmiş adamı"ndan biri olmak tabii ki gurur verici.
Ancak bu temenni aynı zamanda bir farkındalık aracı.
Bu durumun yanı sıra milletvekillerine sağlanan avantajlar hepimizin dikkatini çekiyor.
Parti genel merkezlerinden alınan onaylar büyük bir oranda milletvekilliği için yeterli oluyor. Geriye partinizin "barajları" aşması kalıyor.
Milletvekili olmanız için "seçim" dışında büyük bir sınava girmeniz gerekmiyor. Belki bir temayül yoklaması ve önseçim...
Devlet kapısında memur olmak için ise türlü türlü sınava girmek zorundasınız.
Ne zaman "lehimize" bir düzenleme görsek arkasından mutlaka milletvekillerinin yaşama şartlarını da düzenleyen bir "ek"le karşılaşıyoruz.
Her şeye rağmen "Geçinemiyoruz" diyen milletvekillerimiz var.
Saygı duyulmalı.
Ancak milletvekilleri geçinemiyorsa çoğunluktaki alt ve orta gelirli kesimi ne yapsın?
Büyüyünce Milletvekili Olacağım zaman zaman dile getirilen seçmen-seçilen çelişkisini işleme gayretinde olan bir kitap.
Fakat bununla da kalmıyor.