"O Peygamber'e uyun ki doğru yolu bulasınız."
Gözlerini yumdu. Kalbine dokundu ve "Muhammed (a.s)" dedi kadın. O vakit çekildi sular Tufan'ı durdu. "Muhammed (as)" dedi ateşi güle değdi. "Muhammed (a.s)" dedi kuyu sonsuz kapılara açıldı. Bir kez daha "Muhammed (as)" dedi. Aşk ile gül ile ümit ile gözleri ötelere uzandı. Bu kez anladı bulmuş olmanın tarifsiz sevinciyle. Kalın bir defter çekti önüne. "Kurtuluşun Sırrı" diye yazdı başlık sahifesine. Altına daha küçük harfler ile ekledi: "Yalnız benim kurtuluşuma değil tüm yaratılmışların"... Defteri bir kenara itti. Üzerinden geçtiği tüm isimlerin kapısına bir kez daha gitti. Aradığı ismi bulmuştu da ismi bilmek yetmezdi karanlığının aydınlanmasına. Bildiğinin üzerinden hissede hissede geçmeli ve yaşamalıydı her zerresiyle. Böyle irkildi kadın.Koşar adımlarla geçti zaman tünelinden. Bulmuştu ya ismi bu ismin var olduğunu bilmekten gelen duygu: Harikulade! Buldum ve yaşamam mümkün! Yaşarsam kurtulmam mümkün! O vakit o isim benim ve ben o isimden ibaretim! Var ve benim! Ya hay! Bulmuştu ya kadın nasıl çıldırmazdı? Nasıl canı tenine sığardı? O kutlu isme böyle değdi kadın