Tasavvuf anlayışında hatırlamak/zikir ilâhî rûhla yaşamanın ilkesidir. Bu ilke olmadan insan hayatının her yönünde Yaratıcıyı hatırda tutması mümkün değildir. Hatırda tutmak O'nun dileğini hayatın her aşamasında yerine getirmek demektir. Zikir rûhun derinliklerinde yani fıtratta varolan ilâhî murad gereği Allah ile hayat sürmektir. Bu insanın özüne dönüşü ve kendini tanıma hakikatidir. Eğer insan Allah'ın kendisindeki merkezi olan kalbi Allah'ın dileği doğrultusunda aydınlatıp O'nun aşkının cezbesiyle parlatıp cilalarsa o vakit Allah'ın nûru bütün zerrelerini aydınlatır. Aydınlanan insan sürekli Allah ile yaşar ve O'nun ile bütünleşir. Yeter ki insan kendinde saklı olan o defineye ulaşılabilsin. O ilâhî hazineye ulaşıldığı zaman artık o kişinin hayatının her aşamasında bedenin her zerresinde Allah'a adanmış bir benlik vardır.