"Konstantinopolis'in alınışı Osmanlılar için zaferle biten bir savaşın olağan bir sonucu olarak kabul edildi. Nasıl alındığını anlatamadı veya gerek görmedi ve bazı gerçekler doğal olarak karanlıkta kaldı.
Şehir alındı. Sultan II. Mehmed sur kapılarından birinden şehre girdi. Latinlerin Bizanslılara Bizanslıların Latinlere yaptığını yapmadı. Konstantinopolis Osmanlı Devleti'nin yeni başkenti oldu.
Bizans İmparatoru Constantine XI. Palaelogus şehrin ileri gelenlerinin bütün baskılarına rağmen şehrini asla terk etmedi. Cesaretini ve inancını hiç kaybetmedi. Savaştı ve şehrini savunurken kahramanca öldü.
Şehirden kaçanlar fethin tarihini yazdılar.En önemli bilgiler bizzat savaşı yaşayıp kaçanlar tarafından verildi. Kendi anlatımlarıyla gerçeklere seslerini çıkarmadan. Birer anı olarak. Nasıl anlatmak istedilerse öyle. Yazmak isteyenler de bu bilgileri kullanarak fethi kendilerine göre yorumladılar. Konstantinopolis'in bugünkü halini bile görmeden karşılaştırmalar yaptılar.Mantığı unuttular.En önemlisi kuşatmanın gerçekleştiği Ortaçağ'ı göz ardı ettiler.
Bu kitap bilimsel bir kitap değildir. Bir araştırmadır. Yazarların yorumlarına yer verilmemiş Ortaçağ'ın şartları göz önüne alınarak olayların akışı sağlanmıştır."
Ali Erkmen