YOLDAKİ ÖYKÜ : ANADOLUDA GEÇER
Tumturaklı tanımlamalar coşku dolu betimlemeler kimilerini ürkütür. Aslında taşıdığı duygusal aşırılıklar söyleneni anlamayı da zorlaştırır. Oysa anlaşılmayı bekleyen yaşamsal önem taşıyabilir. Örnek mi? Yunus Emre ve hakkında söylenenler yazılanlar ..
'Dünyanın hamuruna haram karışmış bir kere. Kötülerin saygın olması bundandır.' desem ülkemizdeki güncel durumdan değersizleştirilen yaşama halinden dem vurduğumu düşünürsünüz. Haksız sayılmazsınız. Ancak bunu söyleyen Yunus Emre'dir: "Haram ile hamir tuttu cihanı/fesat işler eden hürmetlü oldu" diyendir. Devlet katında haramın hamura karıştığı Selçuklu İmparatorluğu'nun çöküşünün hemen öncesinde söylemiştir. Moğol işgalinin tarumar ettiği topraklarda insanlarını kıtlığa ermemek için yollara düşen kişidir Yunus. Emeği adaleti ahlakı bilen bir ademdir. Öyle öğrenmiştir.
Kitap bir ben-i âdemin kendini yola vuruşunu anlatır. Yola vurdu mu insan tüm duygu ve düşünceleriyle yoldadır. Düşünceye duyguya 'yolda olup bitenler' karar verir artık. Yunus Emre olağanüstü bir yol öyküsünün kişisidir aslında. Tüm yaşamı yollarda geçmiştir. Tapduk Emre'nin göklere fırlattığı ve düştüğünde mezarını işaret edecek olan çomağın yere değdiği ana dek hep yürüyecektir. Yürür. Kimi zaman ayaklarının kimi zaman atının üzerinde. Yunus şimdi mezarında durmakta. Şiirleri yürüyor. Aynı dil kılığı içinde Türkçede yürümeyi sürdüren şiirleri yalın olduklarından tumturaklı ifadelere yapay coşku sellerine ihtiyaç duymuyorlar... Önemliyse eğer okur da şiirlerle birlikte yürür.
Kitap bu yürüyüşte kısacık bir rehber olsun diye yazıldı zaten. Yolunuz açık olsun.
Yıldırım B. Doğan