Aydın Öztürk'ün öykülerini bir yere bağlamak ya da kendinden önceki bir usta yazara benzetmek olanaksız. Kendine özgü bir biçim ve anlatım bulmuş. Kısa kısa pek çok öykü yazıyor. O kısa metinlere öylesine yoğun anlamlar yüklüyor ki insanı düşündüğrüyor ve etkiliyor. Bazen acı bazen hüzünlü olan ama pek mutlu ve ümitli olmayan bu kısa öyküler bütün olarak okunduğunda derin bir iz bırakıyor. Gücünü benzersiz gözlemlerden ve ayrıntılardan alıyor. Özellikle de konuşmalar yazarın yazarın iyi tanıdığı bir dünyadan ve insanlardan sanki hemen önümüzde yaşanıyormuş gibi duran çok canlı ve çarpıcı anlar getiriyor. Aydın Öztürk belki öykü okurlarının pek tanımadığı ama okuyanların her yazdığını okumak isteyeceği bir yazar.
Semih Gümüş