Toplum yaşamında ağırlığını üzerimizde en çok duyduğumuz kurumdur devlet. Her yönden kuşatmıştır bizi her şeyiyle etkiler. Ve karışmadığı yoktur: Düşüncemizden aşımıza ekmeğimize dek.
Ama en az tanıdığımız da odur. Devletin ne olduğunu bilmeliyiz pek. Niçin vardır? Aslında kimin adına ne yapar? Bize bir şeyler anlatmışlardır ve onlarla yetinmemiz gistenir. İşin gerçeğini biraz kurcalamaya kalksak engel çıkarırlar; yasaklarla karşılaşırız olmadık şeyler gelir başımıza.
Demokrasi için de öyle.
Sınıflı toplumların yazgısıdır bu!
Oysa iyi bilmeliyiz bu kavramları; yalnız insan olarak hakkımız değil yurttaş olarak görevimiz de. Sonra bir yüzyıılın bitiminde özellikle demokrasi ve insan hakları pek büyük bir güncellik kazanmış durumda ve evrensel değerler arasında; kuramdan uygulamaya geçmesi için devletlerden olduğu kadar bireylerden beklenen de var.
Böylece ilgisiz kalamayız.
Bu kitap işte bunları anlatıyor. Hiçbir soyutlamaya gitmeden; yurt ve dünya gerçeklerden yola çıkarak. Ve doğrusu adım başında nice yasakları da göğüsleyerek.
Okuyunuz göreceksiniz...