Anadolu'nun ortalarında bir yerde küçük bir kasabadır Koçhisar. Herkesin herkesi tanıdığı bir yerde oluşan toplumun kendine özel alışkanlıkları vardır. Dedikodu en önemli iletişim araçlarıdır. Koçhisarlı babaerkil yaşama tarzında yetiştiği için yasalara uymakta zorlanır. Konuşma dilleri medeniyetin ağır ilerleyişinden dolayı kaba ve küfürlüdür. Vurgular küfür üzerine yapılır.
Günün birinde bir tesadüfün ortaya çıkardığı deli bir adam Koçhisar'ın neredeyse tarihi akışını değiştirir. Deli lâkabını alan bu adam zamanla çocukların sevgisini kazanır ve çocuklar onu kırılmayan bir oyuncak olarak gönüllerinde beslerler. Çocuklara göre Deli Paşa vırraklayan ilk adamdır ve Tanrının kendilerine lütuf ettiği tek canlı oyuncaktır.
Not: Bu kitabın Deli Şükrü'yle bir ilgisi olmasa da ondan esinlenerek yazıldığı bir gerçek hatta Deli Şükrü'nün yaşantısına benzerlikler de olabilir. Benzerliklerden mutluluk da duyarım. Sonuçta bu bir roman ve her roman gibi hayali kurgulara dayanır dolaysıyla kitapta adı geçen kişiler ve olaylar benzerlikleri dışında gelişmişlerdir.
"Tüm öğretilere neden kapalı durur insan başını kuma sokar hayvan.."