Bu çalışmanın ilk notları 1998'de Viyana'ya yerleşen yazarın Ocak 1999'dan itibaren aylık bir derginin yayınlanmasına öncülük ettiği günlerde tutulmaya başlandı. Ocak 2007'den itibaren de televizyon haber programları ve belgeseller girdi devreye. 2009'a gelindiğinde konuyla ilgili sayısız haber araştırma makale; yazılı sesli ve görüntülü görüşme birikmişti. Böyle bir kitap fikri de bu süreçte kesinleşti.
Türkiye kökenlilerin işgücü olarak Avusturya'ya göçü 2014'te 50. yılını geride bıraktı! 50 yılı ana hatlarıyla bir kitapta toplamanın zamanı çoktan gelmişti. Bu kitapta anlatılmaya çalışılan doğdukları ve belli bir yaşa kadar büyüdükleri daha iyi bir yaşam uğruna göç edip yerleştikleri ve ölene kadar kaldıkları topraklara ağız tadıyla "vatan" "yurt" veya "memleket" diyemeyenlerin hikâyesidir. Onlar yaşamlarını "birinci vatan" ile "ikinci vatan" ya da "anavatan" ile "yeni vatan" arasında inip çıkan bir tehterevallide geçiriyor gibiydiler.
İnsanların doğduğu memleketin dışına çıkmaları daha önce tanımadıkları ülkelerde yaşamalarının birçok heyecanlı macera dolu yanları vardır. Bir yaştan sonra bir insanın gözü yol çeker de alıp başını dünyanın başka bir ülkesine gider orda yaşamayı tercih ederse kim ne diyebilirdi ki? Ancak bile isteye değil de yurdundan gitmeye mecbur edilen hatta adeta kovulan insanlar isterse "cennet kadar güzel" bir yere gitsinler sadece bir yanlarıyla gitmişlerdir; öteki yanları hep geride yurtlarında kalmaya devam edecektir. Sınıfsal inançsal ve ulusal aidiyetler göç edilen ülkede nasıl yerleşik kalınacağını farklı şekillerde belirlemeye; Avusturya'daki Türkiye kökenliler "yeni vatan"larında da bölünmeye saflaşmaya farklı dostlar ve düşmanlar edinmeye devam ediyor. Artık sadece bir işçiler topluluğu değil kendi içinde sınıflara ve tabakalara ayrılmış bir toplum söz konusu.
Bu çalışmanın bir muradı da "Yeni Avusturyalılar" olarak tanımlanan Türkiye kökenli topluluklarla ilgili yüzeysel önyargılı toptancı yaklaşımların kırılmasına veriler sunarak hizmet etmektir.