Bu kitabın konusunu kitabın adından da anlaşılacağı üzere yaşadığımız yüzyılda hemen bütün demokratik devletlerin hukuk sistemlerinde yer verilmiş bulunan anayasa yargısının sınırlarının belirlenmesi oluşturmaktadır.
Bilindiği gibi anayasa yargısı organlarının görev ve yetkilerinin doğrudan siyasi alanla ilgili olması dahası anılan organların verdiği kararların doğrudan siyasi alan üzerinde etkilerde bulunması ister istemez onların siyasi oyuncular tarafından çokça eleştirilmesine neden olmaktadır.
Türkiye'de olduğu gibi anayasa yargısının kabul edildiği diğer devletlerde de anayasa yargısı organları verdikleri kararlarla siyasete değişen ölçülerde etki edebilmektedir. Ancak anayasa yargısı organlarının sınırlarını aşmaları durumunda anılan etki demokratik sistem açısından oldukça zararlı hatta yıkıcı olabilmektedir. Bu durum da hem anayasa yargısının sınırlarının belirlenmesinin hem de bu sınırların aşılmasının önlenmesinin önemini ortaya koymaktadır.
Diğer taraftan anayasa yargısında yorum yorum yöntemleri ve anayasa hâkimlerinin yorum yetkilerinin sınırları da doğrudan anayasaya yargısının sınırları ile ilgilidir. Bu konularla birlikte anayasa yargısının sınırlarının aşılmasının doğrudan sonucu olan yargısal aktivizm; yargısal aktivizm olgusunun sonuçları arasında yer alan siyasetin yargısallaşması ve hâkimler hükûmeti üzerinde herkesin farklı görüşlerinin olabilmesi nedeniyle çalışılması oldukça zor konulardır. Bu zorluğa rağmen anılan konular mümkün oldukça fazla sayıda görüşler irdelenerek anlatılmaya çalışılmıştır.