"Pan öldü" der şair Ezra Pound
"Yüce Pan öldü.
Ah! Egˆin bas¸ınızı siz kızlar hepiniz
Ve ona çiçeklerden bir taç örün."
Eski zaman efsanelerinin insan yüzlü keçi ayaklı Pan'ı ürkütücü kahkahasını ve neşeli flütünü alıp tarihin eski sayfalarına çekildi uzun zaman önce. Ama hikâye orada kalmadı. Keçi sadece etinden sütünden ve yününden yararlanılan bir hayvan değildi.
Digˆer hayvanlardan daha önce evcilles¸tirilen keçi sayesinde insanlar medeniyetin merdivenlerini hızla çıkabilmiştir. Keçiden önce insanlar besin bulmak için avlanmak dolayısıyla uzun süre av aramak ve hemen hemen bütün zamanını gıda bulmak için harcamak zorundaydı. Keçinin evcilles¸tirilmesiyle birlikte topragˆın is¸lenmesinin de ögˆrenilmesi insanın kendine daha fazla zaman ayırmasını sağlamıştır. Daha fazla zaman daha ayrıntıcı düs¸ünmek tarımsal ugˆras¸ları daha akılcı kılmak ve son as¸amada da yas¸amın degˆis¸ik alanlarında yeniliklerin gelis¸tirilmesi için gereken zemini sagˆlamak demekti.
Keçinin evcilles¸tirilmesi ve bitkilerin yetis¸tirilmeye bas¸lanmasıyla birlikte insanlar artık dagˆ tepe dolas¸arak besin arama is¸ini geride bırakıp tarımla ilgili bilgilerini bas¸ka topluluklara aktarmıs¸ ve bu süreç tarım devrimini bas¸latmıs¸tır. Keçiyi öyle benimsemis¸tir ki onun sayesinde gelis¸tirdigˆi ve zaman ayırdıgˆı sanatsal faaliyetlerinde keçi figürünü is¸lemis¸ onu belirli duyguların ve fikirlerin simgesi olarak kullanmıs¸tır. Hatta bazı medeniyetler keçiye dinsel ve tanrısal bir anlam yüklemis¸tir.
Cemal Ün neolitik dönemden günümüze uzanan doğa kültürü temelinde ele aldığı Keçi Medeniyeti'ni tarımdan mitolojiye edebiyattan sinemaya doğru genişleyen bir perspektifle inceliyor. Eski zamanın yeni zaman içinde varlığını sürdürdüğünü bilenler bu kitabın sayfaları arasında şu sesi duyacaktır:
"Pan ölmedi Yüce Pan ölmedi."