İnsan her şeyden önce düşünen yorumlayan ve yeni şeyler ortaya koyan bir varlıktır. İşte bu özellikler de onu diğer canlılardan ayıran temel niteliklerin başında gelir. Gerçekten insanı hayvandan ayıran ana özellik güzellik yaratma ve güzellik aramadır. İnsanın yaratıcı gücünü ve güzellik arama çabalarını gösteren önemli uğraşa "güzel sanatlar" diyoruz.
Edebiyat eserlerinin büyük bir bölümü insanları çeşitli bakımlardan eğitmek amacıyla yazılmıştır. Türk edebiyatında Yunus Emre birçok şiirini ve Risaletü'n-Nushiyye (nasihat kitabı) adlı eserini Mevlâna Mesnevî'sini Nâbî Hayriyye'sini Namık Kemal İntibahromanı ve tiyatro eserlerini Ahmet Midhat romanlarını Tevfik Fikret Halûk'un Defteri ve Şermin adlı eserlerini Mehmet Akif Safahat'ını Hüseyin Rahmi çoğu romanlarını edebiyatımızda bu örnekler çoğaltılabilir- hep insanlara nasıl yaşanılması nelere değer verilmesi gerektiğini öğretmek amacıyla yazmışlardır. Bugün de kimi eleştirmenler içerisinde edebiyatın insancıl ve toplumsal yarar gütmesini isteyenler çoğunluktadır.
İşte bütün bu yönleriyle diyebiliriz ki sanat ve edebiyatın genel anlamda insanı varlığının bilincine erdirerek iyiye güzele ve doğruya ulaştıran "eğitim"le çok sıkı bir ilişkisi vardır. Unutulmamalıdır ki "edebiyat" sözcüğünün kökünü oluşturan ve "terbiye=eğitim" anlamına gelen "edep" kelimesi de bunun açık kanıtıdır.
Elinizdeki bu kitap edebiyatı seven ve sevdirmeye çalışan biri olarak akademik yaşantım içinde farklı dergilerde yayımladığım araştırma yazıları ulusal ve uluslar arası sempozyum ve panellerde sunulan sözlü bildirilerin derlenmesinden oluşmaktadır. Bu yazılar edebiyatçı şahsiyetler ve edebiyatın bazı türleriyle ilgili yapılan çalışmalar üçüncü olarak da Türk dili ve edebiyatı öğretimi alanlarında yazılmış yazılardan oluşmaktadır.