Bir umut mu yoksa unut diye mi atıyordu kalbi Pelin'in?
Saplantı haline dönüşmüş bir aşk vazgeçme noktasından öteye geçmişti çoktan. Söylenecek sözün bittiği yerden başlıyordu yüreğindeki yangınlar. Çocukluk aşkı gençlik sevdası ve hayatının merkezine koyduğu insan olan Yiğit ona karşı dostluk ve arkadaşlıktan başka hiçbir şey hissetmiyordu. Pelin'in duyguları ise ne zincirlere ne de kelepçelere vurulabilirdi. Yüreğine adak çaputları bağlıyordu birbiri andına... Dantel gibi işlediği sevdası düğümleniyordu boğazına. Ve kalbi koşmaktan yorulunca "Ölüme yalınayak gidilir..." diyerek çiçek tozları serpti ondan geriye kalan sevdalı yüreklere...
Keşke gözleri olsaydı da aşkın tanık olabilseydi onun kadrini bilenlere...