Şükran'ın hayatını düşünüyordu. Şükran küçük yaşta tecavüze uğramış bu yüzden okulunu tamamlayamamıştı. Evlendiği insan ona cehennemi yaşatmıştı. Kısacası içinde yaşadığı toplum onu oyunun dışına atmış bu duruma dayanamayan zavallı Şükran da oyuna girme isteğinden vazgeçerek hayatına son vermişti. Bir hata sadece bir kişiye özel olamaz. Tüm dünya etkileşim hâlindedir. Bu etkileşim neticesinde tüm güzelliklerde olduğu gibi tüm çirkinliklerde de hepimizin payı vardır.
Eğer ortada bir günah varsa bu günahın tek sahibi Şükran değildir. Toplum da bu günahın bir parçasıdır. En çok hata payı da muhtemelen şu cenazenin ardından giden kişilerdedir:
Annesi babası akrabaları arkadaşları...
Önümüzdeki mezar özel bir mezar değil basit bir hikâyeden ibarettir. Benzer hikâyeler dünya üzerinde milyonlarca kadının başından geçmiştir. Binlerce yıllık insanlık tarihini düşününce bu tarz hikâyelerin sayısını tahmin bile edemeyiz. Olaya bu şekilde bakınca Şükran'ın hikâyesi çöldeki kum tanesi gibi gözüküyor. O yaşadığımız dünya sahilinde sadece bir kum tanesidir.