Kaybedildiler...
Yoktular...
Sessizdiler...
Birden ortaya çıktılar...
Sokaklarda göründüler...
Duyguları düşünceleri öfkeleri taşlaştı; o taşı "sisteme" attılar. Yaşamları paramparça edildi onlar yaşamlarını sahiplendiler. Onlar sokakta taşla; özneleştiler.
Sokaklarda toplumsallaşmış varlıklarının en kristalleşmiş siyaset biçimiyle taş atarken gördük onları. Bu yüzden tek dertleri "taş" sanıldı "taş atan çocuklar" denildi kolayca çoğunlukla da yargılayarak ve onlar adına düşünerek. Halbuki onlara sormak lazımdı nedir bu taş? Bir taş nasıl olur da bambaşka bir çocukluk yaratır öğrenmek gerekti ve düşüldü Amed sokaklarına...
Bu kitapta Amed sokaklarında gezineceksiniz. Savaşın çocukları yoksulluğun çocukları dilsizliğin çocukları hüzünlü tebessümleriyle bakacak gözlerinize... Ellerindeki taş anlatacak size onları hemhal olacak vicdan arayacaklar hepinizde. Çocukların ellerindeki taş umut olacak hepimizin geleceğine.
Bu kitapta bir taş neler söyler duyacaksınız. Bir taşa sığdırılmış asırlık baskının zulmün şiddetin ayrımcılığın öykülerini dinleyeceksiniz. Bir taşın cesareti umut olacak bizlere. O taşın ne dediğini anladığımızda özgürleşecek çocuklar özgürleşecek "çocukluk".
Taş dile geldiğinde...