2010-2011 Futbol Sezonu'ndan sonra sen otobüsün merdivenlerinde; "Tarih bunu yazacak. Hiç kimseye borcumuz yok. Emek verdik... Sizden de Allah razı olsun..." dediğinizde "Sen de sağol Hocam Allah'a emanet ol." diyordu ismi bilinmeyen görüntüsü kadraja sığmayan taraftar.
O taraftar koca yürekliydi.
Takım koca yürekliydi.
Sen koca yürekliydin.
"Takım olarak kazanın ya da tek başına kaybedin!" diyordun.
Hepimiz buruk ama hepimiz vakurduk.
Ve hepimiz takım olarak kazanmıştık.
"O sezonun ilk yarısı bittiğinde Fotomaç gazetesine ligi yorumlamıştım. Gazete başlığa söylediklerim içinden şunu çıkarmıştı: "Trabzonspor'u artık hiçbir güç durduramaz." Ne saflıkmış meğer! Yılların gazetecisi olarak bildiğim onca berbat şeye rağmen nasıl bir iyimserlikmiş benimki! O sezondan sonra ortaya öyle bir kaos tablosu çıktı ki ne yalan söylemeli ben pes ettim! Türk futbolu için umutsuzum. Fakat Süleyman Hacıcaferoğlu gibi bıkmadan usanmadan adalet peşinde koşan ve umudunu kaybetmeyenler karşısında saygıyla eğiliyorum...
Haşmet Babaoğlu /Sabah
3 Temmuz aslında Türk futbolunda yıllarca biriken kirliliğin oluşturduğu çöp yığının patlamasıydı.
Ulaş Özdemir /Takvim