Modern Türkiye'nin devrimle kurulmuş olması şüphesiz kendinde ciddi sorunlarla yeni bir sayfa açması anlamına geliyordu. Çünkü toplumsal yapının ve değişimin yavaş yavaş hatırlayarak revize olarak ve yenilenerek oluşması gerekir. En sarsıntılı değişim devrimdir. Birdenbire değişim ivedi olduğu için istenen bir durum gibi görünse de sancısı uzun yıllar devam eder. İşte Türk toplumsal yapısının son dönemdeki çekişmeli durumunun gerisinde bu ve buna bağlı sorunlar vardır. Toplumsal yapının eğitim aygıtı da son derece belirleyicidir. Hatta toplumu yönlendirmesi bu minvalde olmuştur. 1930'larda Hitler rejiminden kaçarak ülkemize gelen Alman aydınlardan bazıları şu tespitte bulunmuştur: "İstanbul sokaklarında gözlerinden ateş fışkıran ve çok yaratıcı oyunlar kuran bu çocuklar okula gittiklerinde gözlerinin feri söndürülmektedir. Bu kadar yetenekler nasıl tırpanlanmaktadır... Bu eğitim sisteminin araştırılması gerekir".. Belki de bu kadar cehaletin ancak eğitimle mümkün olduğunu söylemek durumundayız. Kısacası tünel bakışı veren ve ezber bozdurmayan tek tipçiliğimiz şimdiki toplumsal yapımızdan sorumludur.