İnsanı şerlerden himâye edip; şeytan düşman hastalık keder ve bütün zararlardan muhafaza etmesi için bu sahih hadislerle korunulması zaruridir ayrıca bunları edâ edeni azîm ecirler beklemektedir.
Kalbî-mânevî hastalıklara zikirden daha şifalı bir ilaç yoktur. Adeta balık için ve kurak bir toprak için su nasıl gerekli ise zikirde insan için bu mesâbededir. O zikir ki kalbi saflaştırıp berraklaştırır sıkıntı ve kaygılardan yana sîneye şifa verir. Bedene ve ruha kuvvettir. Tasayı ve hüznü giderip şeytanı defeder onunla melekler rahmet ve sekînet iner.
Her ne zaman insan Allah'ı zikretse Melekler onun için Cennette meskenler bina eder ve her ne zaman zikre ara verse Melekler de onlara yaptıkları mesken ve konakları binâ etmeye ara verirler. Yine bunun gibi zikir kişi için Cennette bahçe ve yemişlerinin olgunlaşmasını sağladığı gibi terkinde ise bunların yetişmeyip yeşermemesini celb eder.
Zikir kalplerin pasını giderir ve ruhu arındırır Allah'ın ve sonrada yaratılmışların muhabbetini hâsıl eder. Mümin bunun üzerine tevekkülü bina eder ve böylelikle kadere rıza gösterip bununla mutmain olur.
Zikir çeşitleri tıpkı muhtelif hastalıklar için her nevî ilaca sâhip olan bir devahane gibidir. Onlardan kimisi hüzne kimisi tasaya kimisi uykusuzluğa kimisi korkuya ve kimisi de şeytana karşı şifâ verir. Aynen bunun gibi Tabîbu'l Hakîm olan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bunların kullanım dozajını da doktor misâli "bir hap veya üç hap veya yedi hap" gibi vasfedip belirtmiştir.
Bilinmelidir ki sabah zikirleri fecrin doğuşundan güneşin yükselişine kadardır akşam zikirleri ise ikindiden sonradır.
Allah'ın affına muhtaç fakir kul
Abdullah Azzam