Ne öncesi ne de sonrası vardır aşkın. Dünya var oldu olalı sonu gelmez sevmelerin. Unuttum defterleri karalanmaktan okunmaz hâle gelir. "Seni seviyorum"ların yerini "Seni sevmiştim"ler alır.
Sen ey âşık!.. Pürdikkat kesilirsin gözlerini ve yüreğini açarken evrene. Yaradan'dır asıl sevdiğin de; aşk sanırsın yaratılanı yüreğine koyup sevgiyle beslediğinde... Gül yüzlüdür sevgili; cemali cenneti bağışlarken gözleri kâinatı dar görür.
1950'lerde başlar hikâye. 60'larda olgunlaşır ve 70'lerde sükûta erer. Türk siyasi hayatı demokrasiye geçiş için evrilirken; millet olarak değerlerimizi koruma mücadelesi de devam etmektedir. Haklıyla haksızın masumla suçlunun yer değiştirdiği bu süreçte yönetenlerin suçlu bulunması tarihimizde ibretlik izler bırakmıştır.
Vatani görevini yaparken Başbakan Adnan Menderes'in alın yazısına tanık olan Halis'in yaşam öyküsü... Kendi yazgısına ise ne isyan ne de lanet eder. En sonunda öyle bir dala tutunur ki Tuba ağacının gölgesinde huzura erer.
Aşk ile acının aynı kapta yoğrulduğu bu roman gerçek aşkı arayanların yüreklerine hediye...